Sayfalar

17 Eylül 2025 Çarşamba

BUDAPEŞTE

2.5 GÜNDE BUDAPEŞTE

Budapeşte

11-14 Eylül arası Budapeşte'deydim. Aslında çok planlı değildi. Bir arkadaşım gidiyordu, ucuza bilet bulmuş. Haydi ben de gideyim dedim.

Ajet uçuşu ile 10:30'da İzmir'den yola çıkıp, İstanbul aktarmalı 14:30 gibi Budapeşte'ye vardım. Pasaport kontrolü sorunsuzdu. Hemen 72 saatlik toplu taşıma bileti aldım. Mutlaka alın.(15€)

Şehir çok büyük olmadığından zamanın yeterli olduğunu düşünmüştüm. Gerçekten de öyle oldu. 55.000 adımla bütün şehri gezebildik.

Hava Durumu

Hava şahaneydi. Bol güneşli, gündüz 26 derece, hatta sıcaktan bunaldığım oldu. Geceleri ve sabah erken saatte ise daha serin oluyordu.

Para Birimi

Macaristan Avrupa Birliği üyesi olmasına rağmen kendi para birimi olan Forint’i (kısaltması HUF) kullanıyor.

Havalimanından Ulaşım

Havalimanından 100E otobüsüyle merkeze (5,5 €) geldim ve oradan Airbnb’ye geçtim. Şehre otobüs biletinizle de gidebilirsiniz. 200E'ye binerek. Sadece biraz daha uzun sürüyor. Konakladığım yer Terez Caddesi üzerindeydi. Tam şehir merkezi sayılmaz ama konumu çok iyiydi: tramvay durağı dibinde, metroya çok yakın, köşeyi dönünce de otobüs durağı vardı.

Airbnb Ev

Budapeşte Kısa Tarihi

Budapeşte, Tuna Nehri’nin iki yakasında yer alan Buda ve Peşte şehirlerinin 1873’te birleşmesiyle meydana gelmiş. Osmanlı ve Avusturya-Macaristan etkisiyle zengin bir kültürel miras oluşmuş. Şehir, II. Dünya Savaşı ve 1956 Macar Ayaklanması gibi tarihi olaylarla şekillenmiş.

1. Gün – Kaplıca Keyfi

Eşyaları bırakır bırakmaz ilk işim Budapeşte’nin ünlü kaplıcalarından biri olan Széchenyi Kaplıcası oldu. Saray gibi ihtişamlı bir bina. Perşembe günleri indirimli. En basit paket 31 €, ben 1 € farkla kabin seçtim. Küçük bir bankı olan kabin çok rahat; bavul bile sığıyor. Eğer tüm günü geçirecekseniz masaj ve içki içeren paketler de var ama masaj için önceden rezervasyon gerekiyor.

Kaplıca-Açık havuzlar
Kaplıcada 2,5 saat geçirebildim, bence yeterliydi. Havuzlar aşırı sıcak değil; bazıları soğuk, bazıları ılık. Açık havuzlar en keyiflileriydi. Havlu kiralanabiliyor ama ben hijyen için kendi peştemalimi götürmüştüm. Akşam serinliğinde havuzdan havuza geçerken biraz üşüdüm. 19:40’ta havuzları boşalttılar, ardından gece aydınlatmaları yandı. Manzara muhteşemdi.

Kaplıca

Bu kaplıca tüm günü geçirebileceğiz çok keyifli bir yer. Ama ben geç varabildiğim için sadece 2.5 saat geçirebildim . Bence o da yeterliydi. Havuzlar aşırı sıcak değil, bazısı soğuk bazısı ılık. En güzelleri açık havuzlardı. Kaplıcada havlu kiralanabiliyor ama ben hijyen sebebiyle kendi peştemalimi götürmüştüm. Akşam serinliği başlayınca havuzdan havuza geçerken üşüdüm. 19:40'da havuzları boşalttırdılar ve gece aydınlatması yandı. Muhteşemdi.

Bugün yeniden gitsem havlu kiralayabilirim veya yedek peştemal götürürüm. Saç kurutma makinaları  düzgün çalışmıyor. Kışın çok konforlu olmayabilir ama hava güzel olduğu için idare edebildim.

Széchenyi Kaplıcası: Budapeşte’nin en büyük termal spa kompleksidir. 1913’te açılan Széchenyi, 18 termal havuz, kapalı ve açık alanlarla ünlüdür. Mineralli sıcak suyu, Romalılar ve Osmanlılar döneminden beri tedavi amaçlı kullanılır.

Akşam yemeği için ünlü Gettó Gulyás’a gittik, ancak yer yoktu. Zaten rezervasyonunuz yoksa akşam yemeğinde Chatgbt'nin size önerdiği hiç bir ünlü yerde yer bulabileceğinizi sanmıyorum.  Bunun yerine yakınındaki Langosom’da langos yedik. Langos aslında bizim pişiye çok benziyor. Üzerine krema ve peynir rendesi konuyor. Ben soğan da eklettim ama pişman oldum, çıkardım. Fiyat: 4000 HUF = 10,2 €.

Langos yerken

Günün adım özeti: 12.000 adım

2.GÜN

Sabah basit bir kahvaltı (kahve + simit, 2800 HUF = 7 €) sonrası Peşte’den yürüyerek Zincirli Köprü’yü geçtik. Köprünün sonunda Budavári Sikló (teleferik) var. 5000 HUF (13 €). Onun yerine yanındaki belediye otobüsünü tercih ettik; hem daha manzaralı hem de toplu taşıma kartımızla bedava.

Zincirli Köprü

Zincirliköprü (Széchenyi Lánchíd) 1820’lerde yapılmaya başlanan ve 1849’da açılan Zincirliköprü, Buda ve Peşte’yi birleştiren ilk kalıcı köprüdür. II. Dünya Savaşı sırasında tahrip edilmiş, 1949’da restore edilmiştir.

Yukarıda Buda Kalesi, Matthias Kilisesi ve Balıkçı Tabyası (Fisherman’s Bastion) var. Buda Kalesi'nin girişinde saat başı asker görev değişimi seromonisi oluyor.  Yukarıdan Tuna (Danobe) nehri manzarasını izlemek çok güzeldi. Onun dışında binaların içine giremediğimiz için ekstra bir fikrim olmadı.

Budapeşte'de, her binaya -buna kiliseler dahil- girmek ücretli ve ücretler hiç de az değil. Bunu bir turist tuzağı olarak görüyorum ve pek hoşuma gitmedi. O yüzden hiçbir binaya girmedik. Zaten bir süredir gezilerimde çok ilginç bir şey yoksa müze de gezmiyorum. İlgimi çeken bir sergiye girmeyi tercih ederim. 

Buda Kalesi Turu=15€, Matthias Kilisesi girişi 3100 HUF=8€, Balıkçı Tabyası girişi 1500HUF=4€. 

Geleneksel desen ve kıyafetler

Sonrasında Tuna kıyısına indik. Oradaki gölgeli kafelerden birinde otururken, geleneksel kıyafetli bir grubun parkta dans gösterisine denk geldik. Keyifli bir sürpriz oldu. Sonra ben binanın içinde Macar halk kıyafetleri ve modern yorumlarını gösteren bir sergiyi gezdim.

Moladan sonra devam edip karşı kıyıdaki Parlamento Binası'nın güzel fotoğraflarını çektik, Tuna nehri boyunca yürüdük. 

Arkamda Tuna nehri ve Parlamento Binası

Sonra nehri M2 metrosu ile alttan geçerek Peşte yakasındaki Parlamento Binası'na gittik. İçeri giriş 13.000HUF: 34€. Girmedik, dışarıdan fotoğrafladık. 

Macaristan Parlamento Binası (Országház) Neo-Gotik tarzda 1885-1904 yılları arasında inşa edilen bina, Tuna Nehri kıyısında yer alır. Avrupa’nın en büyük ve gösterişli parlamento binalarından biri olarak bilinir. İçerisinde Macar kraliyet mücevherleri ve eski taç da sergilenir.

O sırada ben şahane bir gezi alternatifi bulmuştum. hemen açıklıyorum. Eğer şehrin Peşte tarafındaysanız (yani tüm hareketin, çarşıların, mahallelerin olduğu taraf) 2 veya 23 numaralı tramvaylara binip nehir kıyısında manzaralı bir seyahat yapabilirsiniz. 

Bunun karşı kıyıda olan versiyonu da 19 veya 41 numaralar. Yoruldunuz mu? Bu tramvaylara binin ve nehrin tadını çıkarın.

Ben bunu Lizbon'da ve Amsterdam'da da yapmıştım. Hem çok ekonomik hem de çok zevkli bir şehir gezme yöntemi olduğunu düşünüyorum. Ayrıca walking tour'ları çok öneririm. Burada ona zamanımız yoktu ama vakit varsa, Budapeşte küçük bir şehir olduğundan rahatlıkla yürüme turları ile gezilebilir. Bu turlar da ücretsiz. Sonunda bahşiş veriyorsunuz. Ben bahşiş olarak 20€+ vermeyi tercih ediyorum.

Tramvay yolculuğunda biraz soluklandıktan sonra şehrin ünlü katedrali Szent István-bazilika'ya (St.Stephen Church) gittik. Söylememe gerek yok. Ücretliydi. 2400HUF= 6.2 €. Girmedik.Çevrede öğle yemeği yiyecek bir mekan aradık. 

Arkamda Aziz Stephen Kilisesi

Mekanların önünde menüleri var ama fiyatlar o kadar değişkenlik gösteriyor ki! Hangi fiyat doğru bilemiyorsunuz.  Aynı yemeğe bir yer 7000HUF=18€ isterken, yan restoranda fiyat 6000 HUF=15.5€, biraz ileride 4000HUF=10€ oluyor. Fiyatların yüksek olmasından ziyade, sabit olmaması çok rahatsız edici. Hangisinin doğru olduğunu bilmemek "kazıklanıyor muyum?" hissi yaratıyor.

İlk defa bir şehirde yemek yerken bu kadar zorlandım. Chatgbt'nin önerdiği yerlere çok güvenmeyin. Sonuçta herkes oralara gidiyor ve yer olmuyor.

O yüzden size dev bir hizmet sunuyor ve test edip onayladığımız, tam merkezde harika bir mekan öneriyorum :) Cafe Kör. Hem fiyatları makul. Hem geleneksel yemekleri var. Hem de lezzeti çok iyi. Meşhur gulaşı burada yedik. Çorba şeklinde, et patates ve havuçtan oluşuyordu. Gulaş çorbası (yarım porsiyon), az tatlı ve kahve: 6550 HUF= 17€.

Gulaş Çorbası

Yemek sonrası yine biraz yürüdük. Vörösmarty Ter meydanından başlayarak, bizim İstiklal caddesine benzettiğimiz Vaci Utca Caddesinde biraz dolandık

Güneş battıktan sonra bambaşka bir Budapeşte belirdi. Akşam olunca Budapeşte ne kadar güzelmiş. Nehir kenarı ışıl ışıl. Zincirli Köprü pırlanta gibi parlıyor. Binalar ışıklandırılmış, yansımaları suda parıldıyor. Nehir kenarı Kordon boyu gibi, gençler banklara ve hatta yerlere oturmuş. Sohbet ediyorlar. Nehirde gece turları yapılıyor. Budapeşte'de Kordon boyu o yürüyüş, harika bir fikir. Yine 2 veya 23 nolu tramvaya binip aynı gezintiyi yürümeden de yapabilirsiniz.

Gece Işıkları

Akşam yemeği için daha iyi bir alternatif bulamadığımızdan yine Cafe Kör'e gittik. Ben şinitzel denedim, ama önermiyorum. Akşam yemeği yaklaşık 6550 HUF= 17€.

Günün adım özeti: 22.000 adım

3.GÜN 

Son güne geldik. En zorlayıcı gün bu olacaktı çünkü dönüş uçağı sabaha karşı 5teydi. Dolayısıyla gece yarısına kadar şehri gezip sonra havalimanına geçip beklememiz gerekecekti.

Bavulumu Airbnb'nin altındaki Türk lokantasına emanet ettikten sonra gezimiz başladı.

Önce bir kahvaltı mekanı bulmak gerekiyordu. Çevre kafelerde menüler çok zayıftı. Sonunda bir pazara rastladık. Meyve sebze pazarı. Ekmek, poğaça, kek de satılıyordu. Ben oradan lezzetli olduğunu düşündüğüm minik poğaçalar aldım (lezzetsizdi). Sonra da kahve alıp parkta yedim. Kahvaltı: 2600HUF=7€

Kahramanlar Meydanı

Gezide ilk durak Kahramanlar Meydanı. Buradaki heykellere baktıktan sonra New York Kafe'ye geçildi. Kendilerine Dünyanın en güzel kafesi" diyorlar. Pek mütevazi bir tanım değil ama haklılar da. içerisi bir saray gibi, çok şatafatlı. Kapıda "elbette" sıra var. İçeride piyano çalıyordu ve bizi mekana hakim bir yere oturttular, şansımıza elbette. Sonra piyano resitali bitti, bizim olduğumuz tarafta keman, cimbalom (kanun gibi ama tokmakla çalınıyor) çalmaya başladı. Popüler neşeli parçalar çalmaya başladılar. Hatta Tarkan bile çaldılar. 

Ben burada spesiyal bir tatlı sipariş verdim. Tatlı minicik geldi ama şaşırtıcı bir şekilde çok doyurucuydu ve çok lezzetliydi. Tatlı ve kahve toplam 25€. 

NewYork Cafe

New York Kafe deneyimine bayıldım. Güzel hoş bir mekan. 

Buradan sonra dünyanın en büyük sinagogu olan Dohany Sinagogunu görmeye gidecektik. Ama elbette orası da paralıydı ve de kapalıydı. 13.000 HUF= 33.35€. Böylelikle civar mahallede dolaşmaya başladık. Twenty Six 26 diye bir kafe varmış, içi çok değişikmiş. Onu görmek istedim ama izin vermediler. Özel bir etkinlik varmış.

Onun karşısında ise Gozsdu Udvar adında bir yer var. Yan yana kafelerin olduğu bir pasaj. Çok bohem çok şeker bir yer. Bence akşam da güzel oluyordur. Çok turistik değil de sanki yerel gibiydi. Ben kafeleri deneyemedim ama giderseniz akşamüstü saatlerinde bence uğrayın.

Sonraki durak Central Market. 15:55'te vardık. Meğer 16:00'da kapanıyormuş. İçinde turistik eşyalar, yiyecekler var. Binanın kendi güzel ama içeriden alacağınız bir şey yoksa çok vakit harcamayı tavsiye etmiyorum.

Central Market bitince tam dibindeki (Liberty Bridge) köprüden tekrar şehrin diğer tarafına Buda'ya geçtik. Size önceki paragrafta bahsettiğim o tarafın kordon boyu 19/41 tramvayına binerek, sonra bir aktarma yapıp Gül Baba türbesine ulaştık. Bu türbe inanılmaz huzurlu şahane bir yer. Türk hükümeti tarafından restore edilmiş. Tertemiz, kucaklayıcı bir ortamı var. Budapeşte'de kendimi en iyi hissettiğim yer burası oldu. Görevlisi olan Macar bey, çok içten misafir etti. İlk defa bedava bir mekana girdik :) İçeride Türk çayı vardı.

Budapeşte’deki Gül Baba Türbesi, 16. yüzyılda yaşamış Bektaşi dervişi ve şair Gül Baba’ya aittir. Asıl adı Cafer olan Gül Baba, külahında taşıdığı güllerden dolayı bu adla anılmıştır. 1541’de Budin seferinde şehit düşmüş, Kanuni Sultan Süleyman’ın da katıldığı cenaze töreninin ardından bugünkü türbesine defnedilmiştir. Türbe yüzyıllar boyunca birçok kez onarılmış, 1997’de Türk-Macar işbirliğiyle restore edilmiştir. Günümüzde hem Türkler hem de Macarlar tarafından saygıyla ziyaret edilmektedir.

Gül Baba Türbesi

Buradan sonra ise benim özel talebimle Margaret Adası'na gittik. Tuna nehrinin tam ortasında yer alan bu ada, Gül Baba türbesine çok yakın. Burası bir park. İçinde fıskiyeli havularda su gösterileri var. İnsanlar spor yapıyor, çocuklarıyla geziyor, dinleniyor. Oraya varışımız 18:30-19:00 civarıydı. Akşam üstü güneşiyle beraber harika bir havası vardı.

Margaret Adasına gidiş

Bu kadar yorgunluğa, final bir güzel akşam yemeği hak ettiğimizi düşünüyorum. Yine hiçbir chatgbt'nin size söyleyemeyeceği bir tüyo veriyorum. Menza Restoran

Beef Stew-Et sote


Girişte Anna adlı görevli bizimle Türkçe konuşunca zaten bu mekana ısınıvermiştim. Bu tatlı ve çalışkan Macar genç kız, dizilerden Türkçe öğrenmiş, o kadar güzel konuşuyor ki! Cıvıl cıvıl sesi, güler yüzle misafirleri karşılayışı. Onunla yapılan sohbetin keyfi ayrı. Mekanın keyfi ayrı. O sokağın tümünün keyfi ayrı. Akşam yemeği: 8400 HUF=22€ (Şarap dahil)

Sokağın ismini de veriyorum. Listz Ferenc Ter. Başka güzel mekanlar da var. Cafe Vien de çok güzel bir mekandı.

Son olarak Budapeşte’nin meşhur ruin barlarından birine baktık: Instant-Fogas Complex. İçerisi farklı temalı salonlardan oluşuyor, oldukça eğlenceliydi. Biz sadece göz attık ama enerjiniz varsa mutlaka deneyin.


Ruin Bars

Böylelikle şehirden ayrılma vakti gelmişti. Uçak 5'te olduğuiçin havalimanında sabahlamamız gerekiyordu. Toplu taşıma bitmeden şehirden ayrıldık. 200E'ye binince şehiriçi toplu taşıma biletinizle havalimanına ulaşabiliyorsunuz.

Havalimanı 3'e kadar açık olmuyor. Yani yolculara açık ama hiç bir yeri açık değil. Görevli yok. Tax refund kapalı. Gece uçuşu alırsanız bekleme kısmı zorlayıcı olabilir.

Günün adım özeti: 22.000 adım

En ince ayrıntısına kadar Budapeşte'yi anlatmaya çalıştım. Uygun fiyata gezmek için tüyoları da verdiğimi düşünüyorum. Bu seyahatte ekonomik seçimler yapmaya özen gösterdik. 

Eklemek istediklerinizi yorumlarda paylaşırsanız çok sevinirim.

Onun dışında görüşlerinizi de bekliyorum. Gitmek ister miydiniz? Hangi özelliği sizi cezbederdi? Buraya kadar okuduysanız çok teşekkür ederim.

Az sonra özeti ve toplam harcamalarımı da yazacağım. Sevgiyle kalın....

ÖZET

Budapeşte için görüşlerimi özetleyeyim. 

Ama şehir çok kompakt, kolay gezilebilir. 2-3 gün gayet yeterli. Tramvay sistemi mükemmel, metrolarına binip inmek çok rahat. Akşam ışıkları büyüleyici. Gündüz de nehir şehre ayrı bir kimlik katıyor. 

Ancak gastronomisi beklentimin altındaydı. Gulaş ve langos meşhur; onun dışında bir lezzet cazibesi yok. Fiyatlar da yüksek ve tutarsızdı.

Alışverişe dair bir cazibesi de yok. Turistik eşyaları da ilginç gelmedi. 

Kısacası, bir hafta sonu seyahati için, güzel bir mevsimde tercih edebilirsiniz. Gül Baba Türbesi ve Széchenyi Kaplıcası benim için en özel deneyimlerdi. Giderseniz kaplıcaya gitmeyi ve Gül Baba'da dua etmeyi de unutmayın.

Başka rotalarda görüşmek üzere...

Budapest

Central Market

Margaret Adası

Gül Baba Türbesi

BÜTÇE

3 gün için kişi başı harcama ortalamasıdır. (€=50₺ olarak alalım)

  • Konaklama 73 $
  • Uçak gidiş Ajet= 5620₺
  • Uçak dönüş Wizzair+ Ajet= 3600₺+1255₺=4855₺
  • Kaplıca: 1.715₺
  • Ulaşım harcamaları: 1.300₺ 
  • Yemek harcamaları: 4.700₺
  • New York Kafe: 25 €=1.250₺
  • Market harcamaları (su, kuruyemiş vs): 400₺
  • Sergi 360₺
  • Bahşişler vs. 10€
  • Hediyelik: 1.725₺

Orada harcadığım rakam (hediye dahil): 10.000₺ yani 200€.

TOPLAM HARCAMA  (uçak ve konaklama dahil) € cinsinden: 470€








0 yorum:

Yorum Gönder