Sayfalar

13 Şubat 2024 Salı

Acemi Zeytincinin Günlüğü

Sevgili Dostlar 

Herkese merhaba,

Ben İrem Güngör. Ürün tasarımcısıyım ve aynı zamanda iki yıldır (2022 Ocak'tan beri) acemi zeytinciyim.
Şalvarlı ben :)
Bugün sizlerle zeytin hikayemi paylaşmak istedim. Ürünlerimizi satın alanlardan sorular gelince düşündüm ve bir ürünün üretim hikayesinin de çok önemli olduğuna karar verdim.

Hikaye nasıl başladı?

Hikaye, babamın İzmir Menderes'te bir zeytinlik arsası almasıyla başladı. Ticari bir amaç için alınan zeytinlik, amaca uymadı. Bakımı zor olduğu için de babam bir süre sonra satmak istedi. Satışa ben engel olunca, babam " Kim bakacak" dedi. "Ben bakarım" dedim ve orada bu hikaye başladı.

Ben bir şehir çocuğuyum. Köyle bağlantım yok; tarımla da hiçbir ilgim yoktu. Topraktan anlamazdım. Zeytinin Z'sini bilmezdim. Maliyetleri, kaliteyi, bakımı, hiç birini bilmiyordum.
Hasat ayakkabıları
Bir ziraat mühendisine danışarak çalışmaya başladım. Ondan çok bilgi edindim. Facebook gruplarına üye oldum. İspanyolca bildiğim için İspanyol çiftçi gruplarına da üye oldum. Sesimi çıkartmadan sessizce takip ediyorum :)
Bizim bahçe
Çevredeki köylülere, ilçe tarıma, ziraat mühendislerine, organik tarımcılara, diğer üreticilere, aslına bakarsanız kimi bulursam ona sorarak bilgi almaya çalıştım. Sonra fuarlara gittim. En sonunda da eğitim aldım.

Şimdi 2.seneyi bitirdik, 3.seneye girdik. Bence hala acemiyim çünkü öğrenme sürecim devam ediyor. Bir de doğa sabit olmadığı için bilgiler de sabit kalmıyor. 

Geçen sene, yani benim ilk senem, 2022-2023 hasadı, harika bir seneydi. 

2022 yılında bahçeye düzenli bakım yapmaya başlamıştık. Hasatta da verim bir önceki yıla göre 3 ton artmıştı. 2023 yılında bütün üreticiler bolluk içindeydi. Yağ fabrikalarında sıralar uzuyor, kavgalar çıkıyordu. Ürün çok boldu, ve Türkiye zeytin üretiminde rekora koşuyordu. 
Sonra 2023 geldi. Yine bakımlarımız düzenliydi. Ama nisan ayında, benim de gözümün önünde zeytin çiçeklerinin üzerine yağmur yağdı. Çiçekler yandı. Çok moralim bozuldu. Çok düşük beklentiyle yıla devam ettim. 

Türkiye'de çoğu bahçede tek bir zeytin kalmadı. Üreticiler için çok verimsiz olan bir yıl oldu. İklim değişikliği, aşırı kuraklık, yağmayan yağmurlar çok etkiledi. Yağ fabrikaları bomboş kaldı. 

Hasat başladığında ve devam ederken içten içe bir endişe içindeydim. Yağın asidi, verimi nasıl olacaktı? Çok şükür, hasadımız iyi geçti, yağımızın asidi güzel geldi; sağlıkla hasadı tamamladık. 

Hasadın en zor iki kısmı var bana göre:
Birincisi Kasım ve Aralık'taki hava şartları. Yağmur yağmasa bir türlü, yağsa bu sefer bahçe çamur oluyor ve çamurda çalışmak çok zor. Ayağıma çamur yapışmasını hiç sevmiyorum. Zeytinlerin de çamurlanmasını istemiyorum.

İkinci zor kısmı da yağ fabrikasında sıra beklemek. Çünkü kadınlara göre tasarlanmamış. Herkes erkek. Kadın tuvaleti yok, oturacak yer sınırlı vs. Genelde "bana torpil yapın, bakın kadın tuvaleti bile yok" diye rica ederken, bu sene yağ fabrikaları boş olduğundan fazla sıra beklemedim.

Yağ fabrikasında sıra beklerken
Hasadın en güzel kısımlarından biri de yağ fabrikasının olduğu Dağkızılca köyündeki kahvehane. Karnımız acıktığında oraya gidiyoruz. Kenan bey (sahibi) bize soba yakıyor, tuvalet tertemiz, ve harika bir tost yapıyor. Sohbetiyle güler yüzüyle bize moral oluyor.

Kimi zaman akşam 10'da bile aradık, üşenmeyip bize kahveyi açtı.
Köy kahvesi
Bahçemiz nerede?
Bahçemiz 16 Dönüm ve Menderes Oğlananasında. 550 ağacımız var.

Üretimde nelere dikkat ediyoruz?

Üretimde zamanında, ağaçlara besleme ve koruma programı yapmaya; kullandığımız ürünleri dozunda, zamanında ve uzman reçetesiyle kullanmaya özen gösteriyoruz. 

Hasatta ise ilk kural, iyi insanlarla çalışıyorum. Enerjisi güzel, işini severek yapan, zeytini seve seve toplayan ve ağaçlara kıymet veren güzel yürekli bir ekibim var. Hep güzel sözlerle toplarlar. Bunun önemine çok inanıyorum. Güler yüzle, güzel sözle, iyi niyetle yapılan işin bereketi ayrı olur diye düşünüyorum. Hasatta zeytinler, tek tek, ağaca zarar vermeden, özenle toplanıyor.
Bizim ekip

Ağaç dalı kırmıyoruz. Bahçede hiçbir çöp bırakmıyoruz. Çiçek gibi bırakıyoruz. İzmarit dahil, hiçbir çöpü bahçede istemiyorum, toprağı temiz tutuyoruz, ekipçe çok dikkatliyiz.
Hasatta ya daldan tek tek, elle topluyoruz. Ya da ağaç altına örtü seriyoruz ve tarakla zeytinleri sıyırararak örtüye düşürüyoruz. Buradan sonra sofralık olacaklar ile yağa gidecekler örtüde ayrılıyor.
tek tek ayıklıyorlar
Hangi ürünlerimiz var?
Sofralık ve yağlık çalışıyoruz. Cinsimiz Trilye (Gemlik). Bahçenin zeytinleri sofralığa çok uygun. O nedenle verebildiğim kadarını sofralık için tüccara satıyorum. Sofralık için uygun olmayan siyahlar, ve yeşil-kızıllar ise yağa gidiyor.

Evde sadece aileme kadar salamura zeytin kuruyorum, çünkü henüz onu büyük boyutlarda yapacak bir işleyişim yok. Ayırdığım az miktardaki sofralık zeytin dışındaki tüm çiğ zeytinleri, hasat sırasında tüccara satıyorum. 

Bu sene zeytinlerimizin çoğu yeşil kaldı. O nedenle yağımız da yeşil zeytin ağırlıklı oldu. Asit seviyemiz her sene gibi 0.5. 
Fabrikadaki huniye zeytinleri döküyoruz, benim kalbim atmaya başlıyor
Bütün yağ üretim sürecini birebir takip ediyorum. Kendi aileme, kendi dostlarıma, ve alan herkese gönül rahatlığıyla ürettiğim bir zeytinyağı ortaya çıkıyor.

Asit değerlerimiz düşük çıkıyor çünkü zeytini hiç bekletmiyoruz. Toprağa bulaştırmıyoruz. Temiz ayıklıyoruz. Dip zeytinleri içine koymuyoruz. Ezilmiş zarar görmüşleri de ayırıyoruz. 

0-1 arası değer olan yağlara dizem yağ deniyor. Dizem yağ, hafif boğazı yakar. Bizim bölgenin zeytinyağı oldukça yoğun meyve aromalıdır.

Yağ sıkımı, çok temiz bir üretim tesisinde, ılık derecelerde gerçekleşiyor. Pek çok fabrika gezdim. İçime sinen, temizliğine güvendiğim bir yerde karar kıldım. Bu fabrikada çalışan insanlar da güler yüzlü ve yardımsever.
Yağımızı her aşamada bekliyorum
Zeytin hasadında anılarımı genelde sosyal medyada paylaşıyorum. Takip etmeyenler için burada da yazmak istedim.

Bakalım 2024 hasadında bizleri neler bekleyecek?