Sayfalar

7 Nisan 2012 Cumartesi

Kulindağ'da sabah kahvaltısı


Sonradan Gurmeler için yazdığım bir yazı.Lezzetseverlerin ilgisini çekebilir :)

ŞEHRİN İÇİNDE BİR VAHA-Kulindağ

Güneşli bir cumartesi günü, Sonradan Gurmeler olarak rotamızı İstanbul’da baharın en güzel karşılandığı yerlerden birine çeviriyoruz. Kahvaltımızı, şehre hem yakın hem de onun karmaşasından uzak bir mekanda, Polonezköy yakınlarındaki Kulindağ’da yapacağız.
Kulindağ aslında sadece bir restoran değil, aynı zamanda özenle planlanmış ahşap odalarıyla sevimli bir konaklama mekanı, doğaya uyumlu tasarlanmış, iki doğasever kardeşin yoğun emeği ile şekillenmiş bir gizli bahçe.



Kulindağ’ın sahibi, Dursun kardeşlerin babası Polonezköy’deki bu arsayı yıllar önce alıyor ve ağaç dikiyor. Çok sevdiği bu araziye özlediği memleketi Trabzon’un bir beldesinin adını veriyor. Böylelikle arazinin adı Kulindağ oluyor. Yıllar sonra biri mimar diğeri elektronik mühendisi olan iki kardeş, baba yadigarı bu isimle, her şeyini kendileri tasarladıkları bu tesisi kuruyorlar.
Kahvaltımız için mekanın kısmen daha sakin olduğu, Cumartesi sabahının erken saatlerini tercih ediyoruz. (Bir not: Kulindağ’ı ziyaret etmek isteyenlerin önceden rezervasyon yaptırmalarını tavsiye ederiz.)
Vardığımızda bizi yemyeşil ağaçların altındaki masamız, ve lezzetli bir açık büfe ev kahvaltısı bekliyor. Kokuları iştahımızı daha da açan ekmekler ve hamur işleri, orada yerinde yapılıyor, sıcak sunuluyor. Cevizli ekmeği çok beğeniyoruz. Reçeller de ev yapımı ve bazıları bugüne kadar bilmediğimiz çeşitler. Favorimiz reçel oluyor, ve onları çözebilmek için bol bol tadıyoruz. Peynir ve zeytinler ise standardı devam ettirebilmek için büyük marketlerden tercih edilmiş. Kızartmaları, meyveleri, domates-salatalığı da ekleyince tabaklarımız epeyce doluyor.

Kahvaltı sonunda, bol oksijeni içimize çekmek ve yediklerimizi eritmek için çevrede yürüyüş imkanı da buluyoruz. Sonradan Gurmeler olarak orman içinde sağlıklı bir yürüyüşle günü tamamlayarak İstanbul’a dönüyoruz. Baharda bol lezzetli nice günlere, afiyet olsun…

0 yorum:

Yorum Gönder